gör
Burdur
Akdeniz Bölgesi’nin Batı kısmında Ege ve Orta Anadolu bölgeleri arasında bir geçit alanı olan Burdur coğrafyası, ziyaretçilerine zengin kültür ve turizm imkanları sunmaktadır. Sahip olduğu bir çok göl ve barajlarıyla coğrafya olarak Göller Bölgesinin incisi, zengin halk kültürü ve müziğiyle Anadolu’da Teke Yöresinin Başkenti olarak bilinmektedir.
9 bin yıllık tarihi ile birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan Burdur, Neolitik Çağ ile Grek ve Roma medeniyeti kalıntılarının bulunduğu Pisidia (Pisidya) adı verilen bir bölgededir.
Binlerce yıllık tarihi ve kültürel varlıkları arasında öne çıkan Sagalassos, Kibyra, Kremna gibi pek çok antik kent ile Selçuklu Dönemi’ne ait hanlara, Osmanlı Dönemi’nin en görkemli konaklarına, ihtişamlı tarihi eserlerin sergilendiği müze ve örenyerlerine, oksijen deposu yemyeşil dağlara, serin yaylalara, mağaralara, Burdur, Salda ve Yarışlı Göllleri gibi masmavi göl ve barajlara, mor renkli ve mis kokulu lavanta vadilerine, zengin flora ve faunaya, geniş ekoturizm ve doğa sporları alanlarına, yöresel yemeklerin sunulduğu lokantalara, geleneksel el sanatlarına, kısacası hem dinlenip hem eğlenebileceğiniz farklı aktivitelerin olduğu ortamlara sahip olan Burdur, ziyaretçilerine unutulmaz tatil fırsatını sunmaktadır. Güleryüzlü, samimi ve misafirperver insanlarıyla Burdur, sahip olduğu tüm zenginlikleriyle misafirlerini beklemektedir.
Burdur Arkeoloji Müzesi
1969 yılında ziyaretçilere açılan Burdur Arkeoloji Müzesi, aralarında Hacılar, Kuruçay, Höyücek Höyükleri ve Boubon, Kibyra, Sagalassos, Kremna Antik Kentleri kazılarından çıkarılan eserlerin de bulunduğu 66.000’den fazla kültür varlığına sahip. Ayrıca müzenin bahçesinde de görkemli eserler sergilenmektedir. Türkiye’nin en zengin arkeoloji müzelerinden olan Burdur Müzesi, Avrupa Müzesi Forumu’ndan 2008 yılında, “Gezilip Görülmeye Değer Müze” ödülünü almıştır.
Burdur Doğa Tarihi Müzesi
Burdur’un Kemer ilçesi Elmacık köyünde fosil yataklarında yapılan kazılarda ele geçen Pleistosen Dönem fosilleri restorasyon ve konservasyon işlemlerinin ardından Burdur Doğa Tarihi Müzesi’nde sergilenmektedir. Bunların en önemlisi günümüzden 2- 2,5 milyon yıl önce yaşamış yaklaşık 4 metre omuz yüksekliğine, 10ton ağırlığa sahip Güney Fili (Mammuthus meridionalis) olan bir canlıdır. Müzede ayrıca gergedangiller, atgiller ve geyikgillere ait fosiller de sergilenmektedir. Burdur Elmacık faunası, Anadolu’nun en zengin durağını oluşturmaktadır.
Burdur Doğa Tarihi Müzesi’nin kapısından içeri adımınızı attığınız andan itibaren Burdur’un 2,5 milyon yıl önceki sakinleri sizleri karşılayacaktır.
Sagalassos Antik Kenti
2009 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alınan ve Burdur’un Ağlasun ilçesinde yer alan Sagalassos Antik Kenti, bölgenin en önemli antik kentlerinden birisi. Sagalassos, Pisidia bölgesi Roma İmparatorluk Dönemi’nin en önemli şehridir ve günümüzde antik kentte bulunan yapıların büyük bir çoğunluğu Roma İmparatorluk dönemine aittir. Dünyanın en yüksek rakımlı, dokuz bin kişilik tiyatrosuna sahip olan antik kentin en dikkat çekici yapıları arasında 2000 yıldır akan muhteşem Antoninler Çeşmesi bulunur. İçinde pek çok havuzun bulunduğu Roma Hamamı da iki katı korunmuş bir şekilde günümüze kadar ulaşmıştır.
Arkeolojik kazılar ile kütüphane, konutlar, tapınak, hamam ve Helenistik çeşme, Heroon, Antoninler Çeşmesi gibi önemli kamusal yapılar açığa çıkarılmıştır. Sagalassos, Küçük Asya’da belki de terk edildiği günden günümüze kadar en iyi korunagelmiş antik yerleşimlerden biridir.
Kibyra Antik Kenti
2016 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alınan Kibyra Antik Kenti, Gölhisar ilçesinin batı yamacında kurulmuştur. Kentin önemli mimari özelliklerinden biri, yapıların bir diğerinin görüşünü engellemeyecek şekilde simetrik olarak planlanmış olması. Helen ve Roma uygarlıklarının en önemli şehirlerinden biri olan Kibyra Antik Kenti’nin girişinde, Antik Çağ’da Anadolu’nun en görkemli stadyumlarından biri olan ve zamanında gladyatörlerin savaştığı bilinen yaklaşık 10 bin kişi kapasiteli stadyum ziyaretçileri karşılar. Ayrıca, antik kentin en önemli yapılarından bir diğeri olan ve dünyada bilinen en büyük Odeon olan yaklaşık 3000 kişilik yapının orkestra bölümünün zemininde bulunan Medusa Başı tasviri yapım tekniğiyle dünyada tektir ve görenleri büyüler. Kibyra’da, Bazilika, aşağı ve yukarı agora, hamam, gymnasion, tiyatro, meclis binası, anıt mezarlar, yuvarlak kuleli tak ve suyolları da ziyaretçilerin ilgisini çekecek diğer tarihi yapılar olarak öne çıkar.
Kremna Antik Kenti
Kremna Antik Kenti, Bucak ilçesinde, Aksu Vadisi'ne hakim bir tepe üzerinde Pisidyalılar tarafından kurulmuş. Döneminin önemli bir Pisidya şehri olan Kremna Antik Kenti’nden günümüze kalan eserler Roma İmparatorluğu dönemine ait. Kremna’nın ismi arazi yapısına uygun olarak Grekçe “uçurum” kelimesinden gelmektedir. Kremna, Romalıların Pisidya’da kurdukları en önemli 5 koloni kentinden biridir. Kazılarda ortaya çıkarılan, büyük ve küçük Athena, Nemesis, Apollon, Asklepios, Herakles, Leto ve Hygeia'nın irili ufaklı heykelleri Burdur Arkeoloji Müzesi Kremna Salonu'nda sergileniyor.
Sia Antik Kenti
Sia Antik Kenti, Karaot Köyü sınırları içinde çam ormanları arasında kalmış bir Pisidia şehridir. Tarihi Helenistik Dönem’e uzanan şehrin, sur duvarı, iki katlı kulesi ve giriş kapısı günümüzde de ayaktadır. Sur duvarlarının içerisinde ve dışarısında ev kalıntıları bulunuyor. Kentin nekropolüne ait mezarların çoğunluğunun anıtsal nitelikte oluşu da oldukça çarpıcıdır. Pisidia'nın en iyi korunmuş şehirleri arasında olan Sia Antik Kenti, anıt mezarların yanı sıra üçüncü yüzyıla ait olduğu düşünülen hamamı, iki kilisesi ve görkemli sur duvarlarıyla görülmeye değer antik kentlerden biri.
Milias Antik Kenti
Bucak ilçesi, Kocaaliler kasabasında yer alan Milias Antik Kenti, Toros Dağları üzerinde kurulmuş. Helenistik ve Roma dönemlerinde yerleşim gören kentin doğusu, batısı ve güneyi sarp ve çıkılması zor kayalıklarla çevrili. Antik kentte, ana kayaya oturtulmuş bölgede tek olan küçük bir tiyatro bulunuyor. Kent sınırları içinde bulunmuş mask ve heykel başı gibi kalıntılar kentin tarihi yönden özel bir yerleşim olduğunu gösteriyor. Antik tiyatronun yanı sıra Milias’ta kesik taşlarla yapılan evler, sarnıçlar ve agora kalıntıları da görülebilir.
Hacılar Büyük Höyük
Burdur merkezine 25. km mesafede olan Hacılar Büyük Höyük, M.Ö. 3100 yıllarına tarihlenen İlk Tunç Çağı başlarına ait bir yerleşim yeridir. “Testere Dişi” şeklinde kırılmalarla kuzey-güney doğrultusunda gelişen, çok ustalıkla inşa edilmiş bir savunma sistemine sahiptir.
İncir Han
Bucak ilçesi, İncirdere Köyü’nde yer alan İncir Han 1339-1340 yılları arasında yaptırılmış. Hanın en dikkat çekici ve görülmeye değer bölümlerinin başında istiridye şeklinde inşa edilmiş taç kapısı gelir.
Susuz Han
Bucak ilçesi, Susuz Köyü’nde yer alan Susuz Han, Anadolu Selçuklu sultanlarından II. Gıyaseddin Keyhüsrev döneminde (1237-1246) yaptırılmış. 13. yüzyıl Anadolu Selçuklu mimarisinin en önemli eserlerinden biri olarak öne çıkan hanın geometrik desenlerle süslenmiş olan giriş kapısı oldukça dikkat çekici. Sadece kapalı mekânı günümüze sağlam olarak gelebilen yapıda yapılan kazılar sonucu, Bizans Dönemi’ne ait seramik kaplar, Osmanlı sultanlarına ait akçeler, nal, halka ve zincirden oluşan çeşitli objeler gibi pek çok tarihi esere rastlanmış.
Bakibey Konağı
Burdur’un tarihi mimari dokusunu en güzel şekilde yansıtan ve tarihine ışık tutan konakların bir kısmı çok iyi şekilde korunmuştur ve şehrin merkezinde yer alan Bakibey Konağı, bu yapıların başında gelir. 17. yüzyılda inşa edilen konağın en göz alıcı odası Başoda'dır.
Taş Oda Konağı
Şehir merkezinde yer alan Taş Oda Konağı, 17. yüzyıl klasik Osmanlı mimarisinin en güzel örneklerinden birisi. Kınalı aşiretinden Emin Bey tarafından yaptırılmış. Ziyaretçiler, iki katlı olan konağın yemyeşil avlusunda kahvaltı yapabilir ya da kahvelerini yudumlayarak keyifli zaman geçirip dinlenebilirler.
Muallim Sırrı Mustafa Özkan Kültür Evi
Muallim Mustafa Sırrı Özkan Kültürevi, 1928 yılında Gölhisar'ın geleneksel mimarisini yansıtan evlerden biri olarak yaptırılmış. Cumhuriyet Dönemi’nin ilk yıllarında inşa edilen iki katlı konak, aynı zamanda dönemin devlet büyüklerinin ağırlandığı konukevi olarak da hizmet vermiş. Günümüzde Kültür Evi olarak düzenlenen konakta sergilenen etnografik değere sahip eşyalar, Gölhisar'ın ve yörenin kültür mirasını ziyaretçilere sunuyor.
Burdur Ulu Cami
Burdur il merkezinde yüksek bir tepe üzerinde yer alan Burdur Ulu Cami, Hamitoğlu Dündar Bey tarafından 1300 yılında yaptırılmış. Selçuklu ve Beylikler dönemi ulu camilerinin karakteristik özelliğini taşıyan caminin doğu, kuzey ve batısında üç kapısı bulunuyor. Mihrap ve minberi mermerden yapılmış olan cami günümüzde restore edilerek hizmet vermeye devam ediyor.
Tarihi Saat Kulesi
Burdur’un simge yapılarından biri olan ve şehir merkezinde yer alan Tarihi Saat Kulesi, 1936 yılında yapılmıştır. Kesme taşlarla inşa edilen kulenin dört yanında her biri şehrin bir yönüne bakan dört saat yer alır.
Şeyh Sinan Cami
Burdur’un merkezinde yer alan Şeyh Sinan Cami, şehrin en eski camilerindendir ve tarihi 1800’lü yıllara dayanır. Caminin avlusunda bulunan mezarların o dönemde yaşamış önemli din adamları ve alimlerine ait olduğu düşünülür. Burdur taşından yapılan cami minaresinin zarif görünümü dikkat çekicidir.
Dengere Cami
Çavdır'a bağlı Dengere Köyü’nde yer alan Dengere Cami, Selçuklu ve Beylikler Dönemi cami mimarisinin Osmanlı Dönemi'nde yapılmış örneklerindendir. Kitabesi olmadığından kim tarafından ve ne zaman yapıldığı belirlenemeyen caminin 15. veya 16. yüzyıla yapıldığı düşünülür. Ahşap işçiliği yönünden Burdur’da bulunan en önemli ve en özel camilerden biridir.
Hoca Bali Hamamı
Hoca Bali Hamamı, 1582'de inşa edilmiş. 16. yüzyıl dönemi Türk hamamı özelliklerine sahip olan hamam, Burdur’un tarihi ve kültürel simgeleri arasında önemli bir yere sahip. Hamam binası çevre düzenlemeleriyle birlikte restorasyon çalışmaları devam etmektedir.
Burdurlu Sadrazam Derviş Mehmed Paşa Kütüphanesi
Burdurlu Sadrazam Derviş Mehmed Paşa Kütüphanesi, Osmanlı İmparatorluğu sadrazamlarından Burdurlu Sadrazam Derviş Mehmet Paşa tarafından 1816 yıllında yaptırılmıştır. Bina Osmanlı ve Türk kütüphane mimarisinin en zarif örneklerinden birisidir. 1914 yılında meydana gelen depremde büyük zarar gören kütüphane binası günümüzde restore edilerek ziyarete açılmış.
Veli Dede (Onacak) Türbesi
Yeşilova’nın Onacak Köyü’nde yer alan Veli Dede Türbesi, Horasan’da yetişmiş bir akıl ve ruh hastalıkları hekimi ve din alimi olan Veli Dede’ye ait. Onacak Köyü’nde, çağının en modern akıl hastanesini kuran alimin türbesi, mimari olarak Anadolu'da örneklerine az rastlanan ongen bir türbe olarak 14. yüzyılda Selçuklu mimari tarzında yapılmış.
Burdur Gölü
Burdur’un merkezinde yer alan Burdur Gölü, Türkiye’nin yüzölçümü açısından en büyük yedinci gölüdür ve Türkiye’nin en derin gölleri arasında yeralır. Tektonik bir göl olan Burdur Gölü, dünyada nesli tükenmekte olan Dikkuyruk Ördekleri’nin en önemli yaşam alanıdır. Kuş gözlemcilerinin yoğun ilgi gösterdiği ve endemik kuş türlerinin barınma alanı olan Burdur Gölü, uluslararası öneme sahip bir sulak alandır ve 200’den fazla farklı kuş türüne ev sahipliği yapar. Gölün kıyısında turistler ve kuş gözlemcileri için bir “Kuş Gözlem Evi'' bulunmaktadır. Kapalı bir havza gölü olan Burdur Gölü’nde uygun sezonda göl üzerinde kano, kürek, yelken, rüzgâr sörfü gibi su sporları ve tekne turları da yapma potansiyeline sahip.
Salda Gölü
Burdur denince akla gelen en güzel yerlerden biri, Türkiye’nin en ikonik doğa harikalarından olan Salda Gölü’dür. Türkiye’nin Maldivler’i olarak bilinen ve turkuazın muhteşem tonları ve beyaz kumsalları ile dünyanın en berrak, en temiz ve en derin tatlı su göllerinden biri olan Salda Gölü, 185 metre derinliğe sahiptir. Gezginlerin son yıllardaki favori adreslerinden biri olan Salda Gölü, Mars gezegeninin kaya yapısı ile dünyada benzerlik gösterdiği söylenen iki yerden birisi. Çevresi karaçam ormanları ile kaplı olan göl, yüzmeye de elverişlidir. Salda Gölü yelken, kano, rüzgâr sörfü gibi spor aktiviteleri ve kuş gözlemciliği için de son derece uygundur. Sağlık turizmi açısından da tercih edilen gölde, magnezyum, soda ve kil bulunmasının bazı cilt hastalıklarına iyi geldiği sanılır. Ziyaretçiler, gün boyunca muhteşem kareler yakalayarak fotoğraf çekebilir ve harika göl manzarası eşliğinde gün batımını izleyebilir.
Yarışlı Gölü
Yeşilova’da yer alan Yarışlı Gölü, Burdur’da birçok kuş türüne ev sahipliği yapan önemli bir sulak alan. Suyu tuzlu olan gölün ortasında bir de adacık yer alır. Görsel şölen oluşturan allı turnalarla (flamingo) ilgi çeken göl, yakınında bulunan kuş gözlem seyir terasından gözlemlenebilir. Ayrıca gölün doğu kıyısındaki yarımadada MÖ altıncı yüzyıla dek inen Tymbrianassus Yerleşimi bulunur.
Gölhisar (Yamadı) Gölü
Gölhisar ilçesi Yamadı Köyü sınırları içerisindedir. Gölde olta balıkçılığı ile göl çevresinde doğa yürüyüşü ve bisiklet sporu imkânı vardır.
Karataş Gölü
Akdeniz’in kuş cenneti olarak bilinen ve bir tatlı su gölü olan Karataş Gölü, Karataş Tepesi ve Kağılcık Dağları önünde yer alıyor ve geniş sazlık alanlarıyla pek çok kuş türü için önemli bir yaşama ve üreme alanıdır. Harika bir manzaraya sahip olan Karataş Gölü, aynı zamanda bir Av ve Yaban Hayatı Koruma alanıdır.
Karacaören Baraj Gölü
Bucak ilçesine 35 km uzaklıkta, Aksu Çayı üzerinde kurulmuştur. Doğal güzellikleri ve mesire yerleri ile ilgi çekmektedir. Mevsim sıcaklarından kaçanlara serin bir hava, yemyeşil doğada dinlenme fırsatının yanı sıra, barajda yelken, kano, rüzgâr sörfü, foto-safari, baraj turu, yüzme, olta balıkçılığı vb. faaliyetlere imkân sunmaktadır.
Salda Kayak Merkezi
Salda Turizm Merkezi içerisinde ve Salda Gölü’ne yaklaşık 20 dakika mesafede Eşeler Yaylası’nda bulunan Salda Kayak Merkezi, ziyaretçilerine kayak yapma imkânı sunar. Kayak merkezinde, uzunlukları bir ila 1,6 kilometre arasında değişen, farklı seviyelerde toplam beş pist ve 860 metrede zirveye ulaşan iki kişilik teleski bulunuyor. 5-10-15-20 km. kayaklı koşu yapmaya müsait araziye sahip olan Salda Kayak Merkezi günübirlik ziyaret için de uygundur. Tesiste 1 snowtrack, 2 kar motoru, kayak ve elbise kiralanabilecek 260 metrekarelik kafeterya ve 6 odalı misafirhane vardır. Çevresi yemyeşil ormanlarla kaplı olan kayak merkezi, eşsiz göl manzarası eşliğinde kayak yapma imkânı sunar.
Salda Gölü Tabiat Parkı
Salda Gölü kıyısında bulunan Salda Gölü Tabiat Parkı içinde; ziyaretçi tanıtım merkezi, kır lokantası, tuvaletler ve bebek bakım odası, çocuk oyun alanı, voleybol sahası, soyunma kabinleri, duşlar, piknik üniteleri, bulaşık yıkama alanları ve çeşmeler bulunmaktadır. Doğa yürüyüşü, bisiklet sporu, piknik, kuş gözlemciliği, voleybol, yüzme, fotoğrafçılık potansiyeline sahiptir.
Serenler Tepesi Tabiat Parkı
2011 yılında tabiat parkı ilan edilen Serenler Tepesi ülkemizin sayılı gölleri arasında yer alan Burdur Gölü'nün eşsiz manzarasına sahiptir. Burdur Şehir Merkezi’ne yaklaşık 4 km uzaklıktadır. Tabiat Parkı’nda günübirlik kullanım alanı içinde; kır lokantası, manzara seyir noktası, çocuk oyun alanı, piknik üniteleri, mangal birimleri, bulaşık yıkama üniteleri, otopark, tuvaletler, çeşmeler bulunur. Bisiklet Sporu, Piknik, Doğa Yürüyüşü, Fotoğrafçılık, Doğa Yürüyüşü, Yaban Hayatı Gözlemciliği, Kuş Gözlemciliği potansiyeline sahiptir.
Karanlıkdere Kanyonu Tabiat Parkı
Karanlıkdere Kanyonu, Altınyayla ilçesine bağlı Ballık Köyü yakınlarında. Sedir, çam, ardıç ve meşe ağaçlarıyla kaplı olan kanyon, bitki florası açısından oldukça zengin. Dağcılık ve doğa yürüyüşü, piknik, fotoğrafçılık, oryantring, olta balıkçılığı, kanyoning, bisiklet sporu ve yaban hayatı gözlemciliği için son derece elverişli. Ayrıca yüzlerce metre yüksekliğindeki jeolojik yapıları ile ziyaretçilere görsel bir şölen sunuyor.
İnsuyu Mağarası
Antalya karayolu üzerinde yer alan İnsuyu Mağarası, Türkiye’nin turizme açılan ilk mağarası olma özelliğine sahip. 597 metre uzunluğundaki mağara içinde, karstik yapının zamanla erimesi ve aşınması sonucunda oluşan birçok sarkıt ve dikitler bulunuyor. Mağara içerisinde yer alan dehlizler oldukça etkileyicidir. Dört mevsim ziyaretçilerin ilgi odağı olan mağaranın sıcaklığı yıl boyunca 14 santigrat derecedir.
Lisinia Doğa
Burdur’un Karakent Köyü’nde yer alan Lisinia Doğa,2005 yılında Burdur Gölü'nün kıyısında Veteriner Hekim Öztürk Sarıca tarafından hayata geçirildi. Lisinia Doğa'nın çıkış noktası doğadaki hızlı bozulma ve neden olduğu hastalıklar olarak tanımlanıyor. Tamamen gönüllü emeğiyle yürüyen ve kurulduğu yıldan bu yana gelişerek çeşitlenen farklı doğa projeleri üreten Lisinia Doğa, aynı zamanda Türkiye’nin ilk Yaban Hayatı Rehabilitasyon Merkezi’nden biri olarak resmiyet kazanmıştır. Park, adını eski çağlarda Pisidia olarak anılan bölgenin en önemli şehirlerinden biri olan Lisinia’dan almıştır. Lisinia; doğan ve batan güneşin, ay ışığının sudaki pırıltısı anlamına gelir. Yaban hayvanlarının rehabilite edildiği Lisinia Doğa, ahşaptan yapılmış ilginç yapılarıyla, lavanta ve aromatik bitki bahçeleriyle ziyaretçilerin hafızalarında unutulmaz izler bırakıyor.
Serençay Kanyonu
Serençay Kanyonu, Burdur Merkez Günalan/Lengüme köyü sınırları içerisinde yer alır. Kanyonun her iki kenarında oyma mezarlar ve mağaralar bulunur. Teke Sarayı olarak da bilinen mağaralar Geç Roma ve Erken Hristiyanlık devirlerine aittir. Mağaralar ve etrafı “Kanyon ve Antik Yerleşim Alanı” olarak, kanyonun tamamı ise “Doğal Sit - Nitelikli Doğal Koruma Alanı” olarak tescil edilmiştir. Kanyonda bisiklet ve yürüyüş rotaları bulunur.
Akpınar Yaylası
Kemer ilçesine 5 km uzaklıkta, temiz havası ve bol oksijeni olan bir yayladır. 1+1 şeklinde müstakil yayla evleri bulunur. Ziyaretçilere, yaz mevsiminde restoran hizmet vermektedir. Çocuk oyun alanı, futbol ve voleybol sahaları bulunur. Şehrin yoğun kalabalığı ve stresinden uzaklaşmak için ideal bir yayladır. Bisiklet ve ATV aktiviteleri için uygun alanlar mevcuttur.
Aziziye Köyü Yayla Şenliği
Burdur Merkez ilçe, Aziziye Köyü’nde uzun yıllardır geleneksel olarak düzenlenen Aziziye Köyü Yayla Şenliği kapsamında katılımcılar, çeşitli yerel sanatçıların yöresel müzikleri eşliğinde keyifli vakit geçirme fırsatı bulur.
Geleneksel Altınyayla (Dirmil) Altın Sipsi Yağlı Pehlivan Güreşleri, Kültür ve Sanat Etkinlikleri
Ülkemizde yapılan yağlı pehlivan güreşlerinin ilk üçü içinde yer alan geleneksel Dirmil Güreşleri, Edirne Kırkpınar Güreşleri'nden bir hafta sonra yapıldığı için Kırkpınar'ın rövanşı niteliğindedir.
Hasanpaşa Yünümböget Çoban Bayramı
Tefenni ilçesinin Hasanpaşa ve Bayramlar köylerinde yaklaşık 800 yıldır koyun otlatma mevsiminin sonunda (Ağustos ayı sonu veya Eylül ayının başı) çobanların koyunları sahiplerine teslim etmeden önce koyunların yıkanması, temizlenmesi için yapılan bir çoban bayramıdır. Geçmişi Orta Asya (Türkistan)’ya kadar dayanan bir Türk geleneğidir.
“Yünüm” töreninin temel amacı köyler arasında birlik ve beraberliği, çobanlar arasında dayanışma ve yardımlaşmayı sağlamak, çocuklara hayvan sevgisini aşılamaktır.